Yerinden Edilme ve Kadınların Ekonomik Alanda Güçlendirilmesi: Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'
- Zeynep Kaya ve Kyra Luchtenberg
- May 14, 2018
- 3 min read

LSE’nin (London School of Economics) Ortadoğu Merkezi’nden Zeynep Kaya ve Kyra Luchtenberg'in kaleme aldığı "Yerinden Edilme ve Kadınların Ekonomik Alanda Güçlendirilmesi: Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde Yerinden Edilen Kadınların Sesleri " raporu Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilmiş kadınların ekonomik alandaki deneyimlerini gözler önüne seriyor.
İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinden LSE’nin Ortadoğu Merkezi’nden Zeynep Kaya ve Kyra Luchtenberg'in kaleme aldığı rapor, yerinden edilmiş kadınların ekonomik alandaki deneyimlerini, yaşadıkları zorlukları ve değişen dinamiklerde dönüşen rollerini gözler önüne seriyor.
Araştırma kapsamlı bir saha çalışmasının ürünü. Rapor, 130'dan fazla yerinden edilmiş kadının tanıklıklarına yer veriyor ve, bunun yanında, birçok uzman ve görevliyle mülakatı barındırıyor. Erbil, Süleymaniye ve Duhok vilayetindeki kamplarda ve kamp dışında bulunan bireylere ulaşıyor. Araştırmada belirtildiği gibi katılımcıların, Irak ve Suriye'deki kırsal ve kentsel bölgelerden, farklı etnik ve dinsel geçmişlerden, farklı yaş gruplarından ve farklı geçim kaynakları deneyimlerinden gelmiş olmasına önem veriyor.
Sonuçlar
Araştırma, yerinden edilmenin kadınların ekonomik hayata katılımını artırdığını gösteriyor.
Kadınlar, yerinden edildikten sonra birçok nedenden ötürü çalışmaya mecbur kalıyor. Bunların arasında erkek mültecilerin öncelikli olarak hayatını kaybetmesi (ya da hayatta kalma mücadelesi), işsizlik, borç, düşük gelirli istihdam ya da sağlık sorunları var.

Bu çalışmaya katılan katılımcıların çoğu, terzilik ve kuaförlük eğitimini, iş başlatmaya yönelik kredileri ve STK'larda çalışmaya başlıyor ve bu alanlarda çalışmayı kendileri için faydalı buluyor. Fakat, bu alanların ve içerdiği aktivitelerin sürdürülebilir bir gelire dönüşebileceğini düşünmüyorlar. Bunun nedeni ise bu alanların "herkese uyacak bir kalıp" zihniyeti ile şekillenmiş, düşük gelir sağlaması ve verimsiz olması. Ek olarak, ilgili bir pazara hitap edilememesinin ve kadınların ihtiyaçlarını ve koşullarını dikkate alınmamasının da altı çiziliyor.
Raporda ayrıca kadınların tanıklıkları karşımıza çıkıyor. Bu tanıklıklara video formatında da erişilebiliyor (aşağıdan izlenebilir). Yukarıdaki fotoğraftaki tanıklıkta Şirin'i görüyoruz. Şirin mülakatında şöyle diyor: "Suriye'de orta sınıftık. Kültürel normlar yüzünden çoğu eğitimli kadın çalışmıyordu. Şimdi, Suriye'den kaçan herkes çalışmak zorunda, 6 yaşındaki çocuk bile..."
Kadınların hayatını zorlaştıran faktörlerden biri de 2014 yılından beri devam eden ekonomik kriz. Krizden önce kuaför gibi işletmeler açarak ekonomik kazanç elde edebilen kadınların gelirleri önemli ölçüde azalmış durumda. Aralarında işyerlerini kapatmak zorunda olanlar da var.
Kadınların aynı zamanda hareket özgürlüğünde de sınırlar var. Mesela evlerinde, çadırlarında veya kamplarından ayrıldıklarında güvenlikleri konusunda endişe duyuyorlar. Evlerinde ya da kamplarda yetersiz altyapı (su, elektrik, içme sularına uzaklık) ile karşılaşabiliyorlar.
Raporun altını çizdiği konulardan iki önemli nokta ise mülteciler arasındaki eğitim farklılıkları (Suriyeli kadınların Iraklı kadınlardan daha eğitimli bir konumda bulunması) ve kırsal ya da kentsel bölgelerde ikamet etmeleri. Şehirde yaşayanlar hem iş hayatına daha hızlı adapte olabiliyor, hem de daha kolay iş bulabiliyor. Şehir dışındaki kamplarda yaşayan kadınlar için hem iş bulmak zorlaşıyor, hem de maaşlar daha düşük oluyor. Bu iki alanda da bir yandan kültürel “yaftalama” ile karşılaşabiliyorlar . Araştırmada geçen mülakatlarda Suriyeli kadınların Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde kadının ailedeki ve toplumdaki rolü gibi alanlarda kendilerini daha az rahat hissettiklerini ve kamusal alanda rahatsız edildiklerini belirtiyorlar.
Son olarak etnik ve dilsel bariyerlerin altı çiziliyor. Suriye'den gelen Kürt mülteciler Arap mültecilerden daha kolay iş bulabiliyor.
Raporun yazarları kadınların ekonomik hayattaki yeri için bütünsel bir çözüm öneriyor ve dönüştürücü değişimin çok önemli olduğunu savunuyor. Bu ise sadece ekonomik bağlamda değil, aynı zamanda kadınların hayatlarının ekonomik olmayan yönlerinde uzun vadeli ve sürekli iyileştirmeler gerektiriyor. Bunların içinde okuryazarlık oranının artırılması ve siyasi farkındalık da var. Kadınların geçim ihtiyaçlarının, temsilinin, hukuki desteğe erişebilirliğinin sağlanması ve ayrıca şiddetten korunma hakkı, güvenli alanların yaratılması ve sağlık desteği (hem fiziksel hem de psikolojik) gibi diğer ihtiyaçlarının ele alınması gerekiyor.
İngilizce olan bu rapor, bölgeyle ilgilenenler, mültecilerin ekonomik hayata katılımı konusunu inceleyenler ve son olarak toplumsal cinsiyet alanında çalışanlar için önemli bir referans noktası.
Rapora erişmek için tıklayınız.





































Comments