ETA: Bir silah bırakma hikayesi
- Enise Askın
- Apr 10, 2017
- 7 min read
İspanya ve Fransa’daki Bask bölgelerinin bağımsızlığı için mücadele eden Bask Yurdu ve Özgürlük (ETA) hareketi, “Silahsızlanma Günü” olarak ilan ettiği 8 Nisan Cumartesi günü silah ve mühimmatlarını teslim etti. ETA taraftarları, bu adımı cumartesi günkü törende kutlarken, 59 yıllık çatışmanın diğer tarafları, birbirinden farklı tepkilerde bulundu.

Fransa’nın İspanya sınırına yakın güneybatı kesiminde yer alan Bayonne şehrinde gerçekleşen silahsızlanma törenine, ETA kaynaklarına göre 20 bin kişi katıldı. Törene katılan 3 gazeteciden biri olan BBC muhabiri Lyse Doucet’in ifadeleriyle, “yıllardır bu güne ulaşmak için çabalayan uluslararası arabulucular ile Barış Zanaatkarları adlı grubun üyelerini çevresinde toplayan dörtgen küçük bir masada tarih yazıldı.”
Törene dair izlenimlerini aktaran Doucet’in haberinde, “ETA'nın son silah teslimi aslında büyük ölçüde sembolikti çünkü zaten silah ve cephanesinin büyük kısmı kullanılmaz durumdaydı. Fakat bazen sembolizm İspanya toplumunda olduğu gibi derin yaralar açmış toplumsal çatışmalar söz konusu olduğunda büyük önem kazanıyor” denildi.
Haberde, törene ilişkin şu izlenimlere yer verildi:
“Bugünün gerçekleşmesinde, bağımsızlık arzusunun hala çok güçlü olduğu Bask toplumundan gelen baskıların büyük rolü oldu. Fakat ETA'nın 50 yılı aşkın süre devam eden bombalı ve silahlı eylemlerinin yarattığı öfke ve anlaşmazlıklar yok olmuş değil.”
“İspanya ve Fransa, müzakereyi reddediyor”
“Diğer yandan İspanya ve Fransa hükümetleri hala ‘terörist’ diye tanımladıkları grupla müzakereyi reddediyor. ETA yıllarca gizli bir müzakere kanalı yaratmaya uğraştı. Kaynaklarımız geçen yıl üst düzey Fransız yetkililerle temaslar olduğunu söylüyorlar. İspanya ise ETA'nın bu çabalarını en az üç kez engelledi.”
“Dolayısıyla hükümetlerin barış sürecinde önemli rol oynadığı Kuzey İrlanda ve Kolombiya'dan farklı olarak ETA'nın silahsızlanması uluslararası örgütler ile kiliselerden sendikalara bir dizi sivil toplum örgütlenmesi ve bireyinin kendine özgü işbirliğiyle sağlandı.”
Törene saldırı yapılmasından endişe edildi
“ETA, basın açıklamasında hissedilir bir buruklukla ‘barışın düşmanları’nın silahsızlanma anlaşmasının yapıldığı törene saldırabileceğinden söz ediyordu. Fakat o gün İspanya yetkilileri olan biteni görmezden geldi, Fransızlar uluslararası arabulucuların ifadesiyle ‘bu tarafa bakmamak için özel çaba harcadılar.’ Fransa güvenlik kuvvetleri o sessiz Cumartesi sabahı ‘çaktırmadan’ Bayonne Belediye Sarayı'nın güvenliğini sağlamıştı.”
“Harika bir gün”
“Masada önce, spor giysileriyle gelmiş olan Fransa'nın Basklı çevrecisi Txetx Etcheverry, içinden mavi dosyalar taşan siyah bir klasör çıkardı. Bunlar, ETA'nın artık tümü Fransa sınırları içinde olan, kalan silah ve cephanesinin yerlerini gösteren belgelerdi. Klasör kısa bir süre iki din adamı, Bolonya Başpiskoposu Matteo Zuppi ve Kuzey İrlanda'dan rahip Harold Good tarafından incelendi. Oturduğum yerden daha sonra kaynakların ‘ciddi miktarda’ diye tanımladığı -yaklaşık 3 ton- patlayıcı ve 120 kadar silaha ilişkin yazılı bilgi ve fotoğrafları görebiliyordum. Beyaz sakallı rahip Harold Good, daha sonra bana 2005 yılından bu yana bu bölgeye gelip gittiğini ve bunun ‘harika bir gün’ olduğunu söyledi.”
“İleri adımlar oldu, sonra geri adımlar oldu”
“Belgeler daha sonra takım elbisesi ile masada yer alan Amsterdam merkezli Diyalog Danışmanlık Grubu'nun başkanı Ram Manikkalingam'a verildi. Manikkalingam ETA'nın silahları dosyasını Fransız savcısına teslim ettikten sonra Belediye Sarayı'nda oturup sohbet ettiğimizde ‘Bu noktaya gelebileceğimizden kuşku duyduğum anlar çok oldu’ diye itiraf etti. ETA'nın 2011 yılında tek yanlı olarak ilan ettiği ateşkesi gözlemleyen heyette de görev yapmış olan Maniikkalingam şu anda Uluslararası Silahsızlanma Gözlem Komisyonu'nun başkanı. ‘İleri adımlar oldu, sonra geri adımlar oldu’ diye anlatıyor süreci.”
“ETA içerisinde herkesin ikna olmamış olması büyük bir sorun”
“ETA savaşçılarını, karşılığında bir şey almadan silahlarını bırakmaya ikna etme çabaları 2011'den bu yana sürüyor. Gizliliğe çok önem veren ve çok sayıda küçük hücreden oluşan örgütün kalan silahlarının izini sürmek de uzun zaman almış. Üstelik ETA içinde herkesin ikna olmamış olması büyük bir sorun. Kaynaklar ETA'nın, yaklaşık 100 aktif savaşçısı ve ailelerinin hala yeraltında olduğunu, cezaevindeki bir grubun da ikna olmadığını düşünüyor. Manikkalingam, ‘Bu bizi hep endişelendirdi. Kuzey İrlanda deneyiminden de biliyorduk. En kötü bombalı saldırılardan biri Hayırlı Cuma anlaşmasından sonra yapılmıştı’ diyor. Kaynaklar bomba imal edebilecek militanların kontrol altında tutulması ve her tür hoşnutsuzluk belirtisine bir çare üretilmesi konusunda Kuzey İrlanda sürecinden çok ders çıkarıldığını söylüyorlar.”
“‘Müzakere yok, bu bir asayiş meselesi’ çizgisi kazandı”
Ve en önemlisi ETA yok olmuş değil. Bu yüzden İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ve iktidardaki sağcı Halk Partisi'nin tek tepkisi örgütü kendisini lağvetmeye çağırmak oldu. Ama ‘kurbanlarından özür diledikten sonra.’ Törene katılanlardan tarihçi Giles Tremlett, ‘Bir gün bunu söyleyeceğimi hiç düşünemezdim ama süreci uzun süredir gözlemleyen biri olarak Halk Partisi'nin 'müzakere yok, bu bir asayiş meselesidir' çizgisinin kazandığını söyleyebilirim. ETA yenildi’ diyor.
“Barış yolunda hala çözülmesi gereken konular var, tüm kurbanlar görülmeli”
“Fakat Bayonne kasabasında tarihi tören sonrası yapılan çoşkulu "Barış Mitingi" Basklıların bağımsızlık özleminin hala çok canlı olduğunu da gösteriyordu. Gösteride gönüllüler tarafından teslim alınan ETA silahlarının Fransız polisi tarafından götürüldüğünü gösteren bir video oynatıldı. Bağımsızlık yanlısı Bask partisi Sortu'dan Gorku Elejabarrieta ‘Barış yolunda hala çözümlenmesi gereken konular var’ diyor. ‘Bu çatışmanın tüm kurbanları görülmeli. Buna 300 ETA mahkumu da dahil. Ama bu konuda birlikte çalışmamız lazım’ diye ekliyor.”
Bask’ın Gerry Adams’ı Otegi: “Silahlı mücadele daha önce bitmeliydi”
“Bir gün önce Sortu partisinin lideri Arnaldo Otegi ile buluşmuştum. Daha önce ETA'nın siyasi kanadına başkanlık yapan Otegi'ye bu yüzden Bask'ın Gerry Adams'ı diyorlar. ‘Silahlı mücadele daha önce bitmeliydi’ diyor, ve ekliyor: ‘Toplumumuz bu adımı daha önce atmamızı istedi, dinlememiz lazımdı.’ Perde arkasında aslında süreçte kilit rol oynayan Otegi ‘Herkesin şunu anlaması lazım: militanları onca yıllık silahlı mücadeleden sonra bu adımı atmaya ikna etmek kolay bir iş değil. Geçmişi gecikmeli olarak kapattık, ama farklı bir gelecek istiyoruz’ diyor.”
“’Silahsızlanma Günü’ yaklaşırken hazırlanan silah teslim videosu, sessiz çekilmiş. Büyük bir patlamayla tarih sahnesine fırlayan silahlı bir grup, elli yılı aşkın süre sonra, tarihinde bir sayfayı sessiz sedasız kapatmış oldu.”
Resmi açıklamalar, Fransa: “Büyük bir adım”, İspanya: “Medyatik şov”
Konuya ilişkin yapılan ilk resmi açıklama, ETA’nın barış zemini için attığı bu adımı olumlu karşıladı. Yayınladığı mesajda Fransa İçişleri Bakanı Matthias Feki, ETA'nın tek taraflı olarak silahsızlanmasını ve sivil arabulucular aracılığıyla 8 cephaneliğinin yerlerinin Fransız polisine bildirmesini "Büyük bir adım" olarak yorumladı. Çalışmaların çok titiz bir şekilde, riskler asgariye indirilerek yürütüleceğini belirten Fransa İçişleri Bakanı, "Bu çok önemli günde, başta polis ve jandarma mensupları olmak üzere tüm terörizm mağdurlarını da saygıyla anıyoruz" dedi.
“Bugün kutlanması gereken tarihi bir gün”
ETA'nın siyasi kolu olarak bilinen, 2003 yılında İspanya'da yasadışı ilan edilen Batasuna partisinin eski lideri ve şu andaki EH Bildu koalisyonunun sözcüsü olan Arnaldo Otegi ise, "Bugün kutlanması gereken tarihi bir gün. Çünkü ETA, silahlı bir örgüt olmayı artık bırakmıştır. Bundan sonra yeni bir dönem başlayacaktır ve bu dönemde ETA mahkumlarının, kayıp ve mağdur olanların, Bask'taki askeri (İspanyol askeri) mevcudiyetin son bulmasının konuşulması gerekmektedir" ifadelerinde bulundu.
“ETA’nın silah bırakması medyatik şov”
Atılan adımı eleştiren ilk açıklamalardan biri, İspanya İçişleri Bakanı’ndan geldi. ETA'nın silah ve patlayıcılarının yerlerini Fransız makamlarına bildirmesini ‘medyatik şov’ olarak değerlendiren İspanya İçişleri Bakanı Juan Ignacio Zoido, "ETA mağlubiyetini küçültmek için medyatik işler yapmak yerine mağdurlarından özür dileyip, bir daha ortaya çıkmamak üzere kendini feshetmelidir" şeklinde konuştu.
Yoğunluklu olarak İspanya’nın kuzeyi ve Fransa’nın güneybatısında yaşayan Bask halkının kültürel ve siyasi haklarını elde edebilmesi için 40 yıldır mücadele eden ETA, 2011’de ateşkes ilan etmişti.
Ateşkesten sonra ETA'ya ciddi operasyonlar yapıldı
Ateşkesten 6 yıl sonra bugün, tamamen silahsızlanan ETA’nın bu süreci, daha öce İrlanda’da ve şimdilerde de Kolombiya’da yürütülen silahsızlanma sürecinden büyük farklılıklar taşıyor. Öncelikle, ETA’nın ateşkes ve silahsızlanma ilanları tek taraflı olma niteliğinde. Örneğin ateşkes ilan ettiği 2011 yılından sonra, Fransa’da ETA’ya ve ETA mensuplarına yönelik ciddi operasyonlar gerçekleştirildi. Bu operasyonlarda önemli ölçüde mühimmat ve yetişmiş militan kaybı yaşayan ETA’nın zayıfladığı yönünde bir imaj oluştu.
ETA’dan İspanya ve Fransız hükümetlerine ‘Kolombiya’ çağrısı
Ancak ETA, müzakere konusundaki ısrarlarına devam etti. Kolombiya hükümeti ile FARC arasındaki gelişmeleri takip eden ETA, benzer bir barış anlaşması ve silahsızlanma planının Fransa ve İspanya’da da uygulanabileceğini belirterek ilgili hükümetlere çağrılarda bulundu. ETA bu çağrılarına da karşılık alamadı. Son olarak gelinen noktada, tek taraflı silahsızlanma yoluna gidildi.
ETA’nın bu tercihine ilişkin dünyada ve Avrupa’da farklı yorumlar yapılıyor. Örneğin Hırvat gazeteci Inoslav Besker, konuya ilişkin Jutarnji List gazetesinde kaleme aldığı yazısında, ETA’nın silah bırakmasına ilişkin önemli tepsitlerde bulunuyor:
“Konfederasyon İspanyası’na tam olarak işgal gücü denilemezdi”
“ETA güç kullanılarak yenilmedi. Aslında olan, post-Franco'cu İspanya ve Fransa'nın Basklara vermediği bağımsızlığın sağlanmasıyla beraber, ETA'nın mücadele biçiminin önemini yitirmiş olması. ... 1980'li yıllarda ETA üyelerine af öneren Konfederasyon İspanyası, bu koşullar altında kelimenin tam anlamıyla bir işgal gücü olarak değerlendirilemezdi. ... Ancak ETA, bağımsızlık talebine, Fransız Bask topraklarıyla birleşme fikrine olduğu kadar sadık hala ve peşini bırakmaya niyetli değil. Avrupa Birliği'nin, otonomi hakkı için gerekli koşulları açıklamasını, hala her şeye rağmen bekliyorlar.“
Alman gazetesi Frankfurter Rundschau’da yer alan Martin Dahms imzalı yazıda ise, ETA’nın birçok kişinin hayatını kaybettiği saldırıları aydınlatmak yerine silahları teslim etmeyi tercih etmesi eleştirildi. Yazının ilgili kısmı şöyle:
“Asıl büyüklük cinayetleri aydınlatmak olurdu”
“İşleri tamamen bitmeden önce son kez önemli bir şey yapmak için yaralarını yalamaya benzer bir tavır bu. Kalan Etacıların biraz cesareti olsa polise teslim olur, bu arada da silahların yerlerini söylerler, sebepleri hala karanlıkta olan (toplamı 829'u bulan) 300'den fazla cinayetin aydınlatılması için soruşturmayı yürüten emniyet mensuplarına yardımcı olabilirlerdi. Asıl büyüklük bu olurdu. Bunun yerine büyük laflar etmekle yetiniyorlar. Ancak hukuk devleti kendi ilkelerine bağlı kaldığı, intikam melekliğine soyunmadığı için, tüm İspanya'ya yayılmış ETA mahkumlarını Bask cezaevlerine devretmenin zamanı gelmiştir. ... İspanya hükümeti, olağan tutuklama politikasına dönmeden önce örgütün dağıtılmasını bekleyecek olursa ETA'nın ekmeğine yağ sürmüş ve örgüte, artık sahip olmadığı bir anlam yüklemiş olacaktır.“
Dünyada geçiş dönemi adaleti ve onarıcı adalet kavramlarının yaygınlaşmaya başladığı bir süreçte, Avrupalı ülkelerden yükselen bu tutum oldukça dikkat çekici.
'Terör mağduru' aileler: "ETA'nın siyasetine ve cezasızlığa hayır"
Öte yandan, ETA’nın silah bırakmasını samimi bulmayan bir diğer taraf da, çatışmalı süreçte yakınlarını kaybeden mağdur aileleri.
İspanya’daki Bask Bölgesi Terör Mağdurları Kollektifi (COVITE) tarafından ETA’nın silah bırakmasına ilişkin yayınlanan 5 maddelik bildiri, İspanya ve Fransa hükümetlerinin üzerindeki baskı odaklarından birine işaret ediyor:
1) ETA’nın siyasi projelerine karşı durulması
“ETA taraftarları propagandalar ve gözdağını kullanarak, Bask bölgesindeki birçok kültürün çoğulculuğunu uzun zamandır yok etmeye çalışıyordu. ETA’nın ürettiği korkuya dayanarak Bask toplumu hakkında karar alınamaz. Yoksa bu, kurbanların mağduriyetine sebep olur.
2) Adalete evet, cezasızlığa hayır
İspanyol kamuoyunun bir kısmında, terör mağdurlarından (ETA'yı affetmelerine yönelik) ‘fedakarlık’ talep edilmesi söz konusu. Normal adaletin ve telafinin askıya alınmasını ima eden bu durum, aynı zamanda ahlaki şantaj sonucuna ulaşır ve bu son derece zararlıdır.
3) Hakikate evet, tarihin çarpıtılmasına hayır
ETA’dan ilk olarak isteyeceğimiz şey, kendi terörünü kınamasıdır. Aksi takdirde ETA, terörizmin meşru bir geçmiş ve fedakarlık olduğunu kabul ettirmek için propaganda yoluna başvuracaktır. Bu da, yıkılan bunca aileye kara çalmaktır.
4) (Mevcut) Hapsetme politikası, nezaket politikasına dönüşmemelidir
Yargılanmış ve hüküm giymiş mahkumlara yönelik muhtemel bir serbest bırakma politikası, bir çeşit cezasızlık uygulaması meydana getirecektir. ETA, yasaların da gerektirdiği üzere, çözülememiş binlerce suçun aydınlatılmasına yardım etmelidir.
5) ETA’nın sonlandırılmasında, itibar temel alınmalı
Vatandaşlar ve hükümetler, ne ETA’ya ne de hukuka karşı tutumlarında, ahlaki ve politik sınırlarının dışına çıkmamalıdır. ETA’nın sonlandırılmasında kurbanların itibarının temel alınması, hukuk kaideleri çerçevesindeki bir sorumluluktur ve hükümetin bunu yerine getirmesi gerekmektedir.
İspanya hükümeti, ETA’nın silahsızlanma kararına ilişkin yaptığı açıklamada, ayrılıkçı hareketin 58 yıllık faaliyetleri sonucu hayatını kaybeden kişiler için özür dilenmesi gerektiğini vurgulamıştı.





































Comments