top of page

Elçi cinayetine ilişkin 14 ayda neler oldu?

  • Rabia Çetin
  • Jan 18, 2017
  • 3 min read

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 28 Kasım 2015’te Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürüldüğü cinayete ilişkin yaptığı açıklamada, “Maddi gerçeğin, yürütülen adli ve idari soruşturma sonucunda bütün boyutlarıyla ortaya çıkacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır” demişti. Aynı Bakan Elçi cinayetinin üzerinden 410 geçtikten sonra yine soruşturma dosyasını yürüten savcının kim olduğuna dair “Geçen olayın soruşturmasının hangi Cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğü bilinmiyor” açıklamasında bulundu.

Tahir Elçi cinayeti sıradan bir cinayet değil. Elçi 28 Kasım 2015’te saat 10.50’de Suriçi’nde tarihi Dört Ayaklı Minare’nin önünde “Bu tarihi bölgede silah, çatışma operasyon istemiyoruz” dedikten dakikalar sonra PKK’lilerle polis arasında çıkan çatışmada kameraların kayıtta olduğu sırada herkesin gözünün önünde öldürüldü.

Elçi’nin öldürüldüğü gün henüz 5 günlük olan 64. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, “Tahir Elçi’ye suikast planı olabilir. Faili meçhul bizim dönemimizde kalmaz kalmayacaktır. İdari soruşturma süratle yapılacak ve kamuoyuyla paylaşılacaktır. Diyarbakır'daki vatandaşlarıma çağrım, olayın aydınlatılmasını beklemelidir. Olayı takip ediyoruz, saldırganların kimlikleri araştırılıyor” açıklamasında bulundu. Davutoğlu, “Süratle idari soruşturma yapılacak” dese de olay yeri incelemesi bile o süratle 4 ay sonra ancak yapılabildi. Ayrıca sadece Diyarbakır halkı değil hepimiz olayın aydınlatılması için bekledik. Ancak aradan 14 ay geçmesine rağmen olay aydınlatılmadığı gibi söz konusu dosyada şüpheli sıfatıyla kimsenin ifadesine bile başvurulmadı.

Zaten “Olayı takip ediyoruz” diyen Davutoğlu da artık başbakan değil.

Yine aynı gün Adalet Bakanı Bozdağ, Elçi cinayetinin sıradan bir cinayet olmadığını belirtircesine yaptığı açıklamada “Maddi gerçeğin, yürütülen adli ve idari soruşturma sonucunda bütün boyutlarıyla ortaya çıkacağından kimsenin şüphesi olmamalıdır” demişti.

Elçi cinayetine ilişkin 14 ayda neler oldu?

Davutoğlu , “Olayı takip ediyoruz”, Bozdağ ise “Gerçek bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılacaktır” dese de 14 ayda birbiriyle tutarlı olmayan açıklamalar ve raporlar peşi sıra yayınlandı. Dönemin başbakanından bakanına, bilirkişisinden iktidara yakın gazetesine, yeni başbakanından aynı bakanına varana dek herkes Elçi cinayetine ilişkin tutarsız açıklamalarda bulundu 1 yıl boyunca.

“Soruşturmanın hangi Cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğü bilinmiyor”

Son olarak HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, Elçi cinayetiyle ilgili Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle Meclis başkanlığına soru önergesi verdi. Önergesinde Elçi’nin faillerinin halen bulunamadığını, dava dosyasında hiçbir gelişme olmadığını belirten Beştaş, cinayetin soruşturmasını yürüten savcının halen görevde olup olmadığını, soruşturmayı yürüten savcının değişip değişmediğini ve cinayetin Gülen Cemaati ile bağlantısı konusunda herhangi bir bilgi ve delile ulaşılıp ulaşılmadığını sordu.

Bozdağ, “Soru önergesinde bahsi geçen olayın soruşturmasının hangi Cumhuriyet savcısı tarafından yürütüldüğünün bilinmediğinden, görev yerinin değişip değişmediği hakkında bilgi verilemediği bildirilmiştir. Öte yandan, soru önergesinde yer alan hususlarla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı ile yazışmalar devam etmekte olup, bakanlığımıza bilgi iletildiğinde ayrıca cevap verilecektir” sözleriyle önergeye yanıt verdi.

"Maddi gerçeğin ortaya çıkmasından kimsenin şüphesi olmasın" diyen Bakan Bozdağ'ın geldiği noktada soruşturma dosyasını normal bir dosya savcısı sorulmuşçasına bilmediğini söylediği savcısı kim?

Ancak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ismini dahi bilmediği tek bir telefon ile öğrenmesi mümkün iken bunu bile gereği görmediği dosyanın savcısı son olarak Haziran 2016’da Düzce’nin Akçakoca ilçesinden Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına atanan Hüseyin Abdullah Aytekin olduğu bilinmekte. Peki, kamuoyunun bilmedikleri, onları kim cevaplayacak?

-Elçi’nin öldürüldüğü sırada olay yerinde bulunan polisler şu an nerede, ifadelerine başvuruldu mu?

-Olay yerinde polis kameralarının çektiği görüntülerden 13 saniyelik kısım nasıl kayboldu?

-Olay yerinde numaralandırılan delillerden 80 numaralı delil nerede?

-17 Mart’ta gerçekleşen olay yeri incelemesi sırasında cumhuriyet başsavcısı vekili bazı delilleri eğilip inceledikten sonra neden almadan olay yerinden çıktı?

-Dosya layıkıyla soruşturuluyor mu? Eğer öyleyse neden dosyada şüpheli olarak kimse bulunmuyor ya da şüpheli sıfatıyla kimsenin ifadesine başvurulmadı?

“Failleri yargı önüne getiren Tahir Elçi artık yok”

Tüm bu sorulara yetkililer değil Elçi’nin 18 yaşındaki kızı Nazenin Pahiz Elçi babasının öldürülmesinden 52 gün sonra 18 Ocak 2016’da T24’ten Hazal Özvarış’a verdiği söyleşide cevaplıyor aslında. Nazenin Elçi, “Umudum yok. Kaç gün olmuş hiçbir şey bilmiyoruz ve bilmeyeceğiz. ‘Katili bulacağız, adalet yerini bulacak’ demek saflık, çocukluk olur” demişti.

Ardından da, “Umutsuzum çünkü katliamları belgeleyip yargının gündemine getiren bir Tahir Elçi artık yok. Babam gibi cesaretli ve dürüst bir hukukçunun yetişmesi kolay değildir. Bu özelliklere sahip insanların kıymetinin bilinmemesi beni bu noktada üzdü” dedi.

 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page