top of page

Barış: 20 yıl sonra, ya da hemen şimdi

  • Enise Askın
  • Dec 17, 2016
  • 1 min read

Beşiktaş'taki patlamada oğlunu kaybeden baba, "oğluma şehit demeyin" demişti. Ancak medya ve siyasiler tarafından nefrete körüklenenler yine hep bir ağızdan intikam söylemlerine sarıldı. Katıldığımız bir toplantıda Nesrin Uçarlar bunu öyle güzel anlatmıştı ki; üçüncül kişiler, kayıp yakınlarından daha nefret dolu, daha çok intikam isteğine sahip.

Kimse bunu oturup düşünmüyor mu? Evladını kaybeden bir anne "Bizim canımız yandı, başkalarının canı yanmasın" diyorken, başkaları niye o kişi üzerinden nefret ve intikam silahları kuşanıyor? Böyle böyle, savaşın tarafı olan olmayan herkes ölüyor, ölen her bir kişinin ailesinden en az 5-6 kişinin hayatına telafisi olmayan yaralar ekiliyor.

Kolombiyalı bir avukat şöyle demişti; "Ben savaşın içinde doğdum. Annem doğduğu zaman savaş yeni yeni başlıyormuş. Ailemizden barışın nasıl bir şey olduğunu hatırlayan sadece anneannem var".

Böyle giderse biz de zamanla bu yaralara alışacağız, herkesin en yakınında en az bir kişi ölmüş olacak. Belki gün gelecek barış mümkün olacak, barış mümkün olduğunda ancak o zaman, evlatlarını sessizce -kimseye belli etmeden- gömmek zorunda kalmış insanların da yaralarını tanıyacağız. İşte o zaman, aynı zamanda, "şehit" sıfatının hiçbirşeyi telafi etmediğini, yıllarca kulaklarımıza işlenen "terörle mücadele"nin ardında ise gerçekte neler yaşandığını görebileceğiz.

İrlandalı Padraig O’Malley'in dediği gibi*, "Bugün veya 20 yıl sonra müzakere başlayacak. Tek fark 20 yıl sonra daha fazla insanın ölmüş olacağı"..

*Özlem Akarsu Çelik'in IRA’nın barış müzakerelerinde görev almış Padraig O'Malley ile yaptığı röportaj: "Barış müzakerecisi Padraig O’Malley ile barış umudunu konuştuk"

 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page