top of page

“Gayan’ın kapısından baktım, içerisi aynaydı”

  • Enise Askın
  • Sep 29, 2016
  • 2 min read

Ermenice’de “gayan” kelimesi, istasyon yada durak anlamı taşıyor. Ancak tarihlerinin kırılma noktası olan 1915’ten itibaren bu kelime, Ermeniler için bir başka anlam daha kazandı. Soykırımdan sonra yurtlarından ayrılıp başka yerlere göç etmek zorunda kalan Ermeniler, gittikleri yerlerde kurdukları mahalleleri “Gayan” ismiyle tanımladı. Nar Photos üyesi Erhan Arık, Ortadoğu’daki Ermeni mahallelerinin izini sürdüğü fotoğraflarını “Gayan” isimli çalışmasında bir araya getirdi.

İstanbul’da ziyarete açılan “Gayan” sergisi, Erhan Arık’ın 2014’ten itibaren İran, Irak, Lübnan, İsrail, Filistin, Ürdün, Ermenistan ve Türkiye’deki Ermeni mahalleleri ve köylerinde çektiği fotoğraflardan oluşuyor. Fotoğraflar, her biri bir başka "durak"ta tüm zorluklara rağmen hayata tutunan Ermeni topluluklarının kimi zaman günlük yaşantısına, kimi zaman gittikleri yere sağladıkları uyumun ayrıntılarına, kimi zaman da kuşaktan kuşağa aktarılan hafızaya uzanış çabasına ayna tutuyor.

"Yaşadığına dair bir kanıt niyetine.."

Sanatçının aynı ismi taşıyan kitabı da, Aras Yayıncılık tarafından basıldı. Agos yazarı Pakrat Estukyan kitabın girişinde yer alan yazısında, bir bütünün ayrı noktalarda gelişen hikayelerinin yansıtıldığı fotoğraflara dair şunları söylüyor;

"Fotoğraflarda gördüğüm her suret, hafızamın kıvrımlarındaki başka suretleri çağrıştırıyor. Erhan’ın yolu belki onlarla kesişmedi ama yine de bana çok aşina o suretler; hani neredeyse her biri akrabam, hısmım... Onlardan biri “Benim Türkçem gırıkhtır, biz Maraş ağzı gonuşurukh” demiş olabilirdi pekâlâ. Yüzündeki derin çizgilerde, Maraş’tan, Zeytun dağlarından başlayıp, ta Ürdün’e varan Garabedyan ailesini, o ailenin bireylerinin dünyadaki dağılmışlığını anlattığında, Erhan’ın not defterinin boş sayfaları iyice azalmaya başlamıştır eminim. Ya da Kudüs’te otuz yıldan beri manastırın çanını çalan Hovagim Ağa, laf arasında dedesinin de Muş’taki manastırın zangoçluğunu yaptığını anlatmıştır. Boynundaki kamerayı gören doksanlık nine “Annemle birlikte resmimi çek” dediğinde nasıl afalladığını anlatmıştı Erhan. Yaşlı kadın, annesinin çerçevelenmiş fotoğrafını kucağına almış, öylece poz vermiş. Kim bilir, belki de annesinin yaşamış olduğunun, bugüne bir izinin kaldığının bilinmesini istemiştir. Kendi olmasa da sureti belgelensin diye, yaşadığına dair bir kanıt niyetine...

Maraşlılar, Kayserililer, Yozgatlılar, Antepliler, Adanalılar, yerleştirildikleri karantina bölgelerini kentlere dönüştürdüler; bataklıkları kurutup köyler kurdular. Ancak kader onları gayan deyip yurt edindikleri bu yerlerden kırk yıl, elli yıl, altmış yıl sonra yine koparıp yeni gayanlara savurdu. Erhan Arık’ın Ortadoğu’da, farklı ülkelerin farklı şehirlerinde izlerini sürdüğü hikayenin izdüşümüdür bu sergi. Yüz yıllık lanetin sonucu olarak, ailenin her nesli başka bir şehrin mezarlığında gömülü. İkinci, üçüncü, dördüncü nesiller o gayandan bu gayana sürüklenme sürecini henüz tamamlamadı"

"Geriye kalanların, sağ ama hep eksik kalanların fotoğrafı"

Ve son olarak Gayan’ın öyküsüne dair Erhan Arık, kitabındaki güncesinde şu ifadelerde bulunuyor;

"1915’te Anadolu’dan gönderildiklerinde evlerini nereye kuracaklarını bilemeyenlerin hikayesi bu. Lübnan’da, ismi ‘Karantina’ olan bir kampa yerleştirilip, gidenlerin üzerinde yeşeren bir ağacın hikayesi. Çektiğimse, büyük bir ailenin bütün Ortadoğu’ya yayılmış fotoğrafı; geriye kalanların, sağ ama hep eksik kalanların fotoğrafı.

Bu yolculuktan bana geriye kalan bir çok soru, nereye koyacağımı bilemediğim bir sürü duygu. İki yıldan uzun süren bu yolculukta karşılaştığım yüzler, aynı masayı paylaştığım evler, vakit geçirdiğim sokaklar bana, bizim 1915’in ardından ne kaybettiğimizi bir kere daha kuvvetli bir şekilde hatırlattı. Sanırım bizim hikayemiz de tam da burada başlıyor; Hatırlamaya çalıştığımızda"

Küratörlüğünü Firdevs Kayhan ve Mahmut Koyuncu’nun yaptığı “Gayan” sergisi, 16 Ekim’e kadar DEPO İstanbul’da ziyaret edilebilir.

Erhan Arık ile Ermeni Soykırımı hafızasına ilişkin gerçekleştirdiği bir diğer çalışma olan "Horovel" üzerine yaptığımız röportaj için tıklayın: "Fotoğraflarla Soykırım Hafızasına Dokunmak"

 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page