top of page

Hava saldırıları bizi kurtarmayacak: İç savaşlar nasıl sona erer?

  • Thanassis Cambanis
  • May 12, 2016
  • 6 min read

Fotoğraf: Begüm Zorlu

Suriye’de beş yıldır devam eden iç savaş ile ilgili en önemli gelişmelerden biri Münih’ten gelen ateşkes haberiydi. Savaşan taraflar geçici bir ateşkesi ve kuşatma altındaki bölgelere insani yardım gönderilmesini koordine etmeyi kabul ettiler. Eğer bu uzlaşma kalıcı olursa, barış görüşmeleri yolunda tüm çabalara karşı gelen çatışmaya karşı oldukça önemli bir dönemece girilmiş olunacak.

Nihai dönüm noktası masa başında değil ancak savaş meydanında oluşabilir.

Halep’teki ani Rus baskını, isyanı destekleyen kitleyi ayrılığa sürüklerken, cihatçıların hüküm sürmediği tek muhalif güç kalesinin yok etti ve Suriye’nin en çatışmalı şehrindeki çıkmazı kırdı.

Rusya hesapları tamamiyle değiştirdi

Diplomatlar, Rusya’yı müzakerelerde ABD’yi kandırmakla suçlarken Suriyeli muhalifler ise ihanetten bahsediyordu. Amerikalı bir istihbarat yetkilisine göre Rusya “hesapları tamamiyle değiştirmişti”.

Halep harekatı Amerikalı siyasetçiler için aslında gereksiz bir şok ve öfke yaratmıştı. Rusya, bölgede ilerleyip yeni fiili gerçekler oluştururken aynı zamanda barış müzakereleri ile de ilgilendi.

Suriye için uzun vadeli bir çözümde nelerin faydalı olacağı üzerine çalışmak isteyen herhangi bir politikacı iç savaşlar hakkındaki deneyimlerden faydalanabilir. İç savaş çalışmaları bu gerçeklikle neredeyse mükemmel derecede uygundur. RAND Corporation'dan günümüzün ayaklanmalarını inceleyen üst düzey sosyal bilimci olan Christopher Paul: "Tarih bize bu tür durumlar ve çatışmalar hakkında çok şey söyleyebilir." "Bir durumun/vakanın önemini sonradan anlamanın netliği yerine onun sıradışılığı üzerinde durma tehlikesi her zaman mevcuttur” der.

Paul’ün 1944-2010 arası yaşanan 71 çatışmayı analiz ettiği yakın zaman çalışmalarından biri, müzakere yoluyla uzlaşma – iç savaşta diplomatik çözüm için gerekli ön koşullar, yolundaki yedi adımı tanımlamaktadır.

Tablolaştırdığı olasılıklar beklentileri yüksek tutmamayı ortaya çıkarır.

Paul’ün üzerinde çalıştığı 71 ayaklamanın sadece 13’ü politik müzakerelerle çözülmüştür.

Paul'un araştırması için tıklayın.

Soğuk savaşın sona erdiği 1991 yılından beri ülkeler arası savaşlardan ziyade iç savaşların arttığı gözlemlenmiş ve bu durum da sosyal bilimcileri iç savaş konusunda özellikle önem verip araştırma yapmalarına neden olmuştur.

Soğuk Savaş'ın sonundan sonra savaşlara karşı alışılmadık düzeyde bir pratik ve teorik ilgi dalgası yaşanmaktaydı. Mesela, Pentagon geçen yüzyılda yaşanan tüm ayaklanma ve iç savaşlar ile ilgili araştırmaları finanse etti. Günümüzde halen yaşanmakta olan çatışmalarla uğraşan siyasetçiler için tasarlanmış iç savaş üzerine akademik çalışmalar da buna dahil. Araştırmacılar, sosyal bilimcileri sık sık çileden çıkartan ama iç savaşta hayati bir rol oynayan kimlik, tarikatçılık ve ideolojik kincilik gibi sıkıntılı soruları derinlemesine inceledi.

Araştırmalar bize iç savaşların ne zamana kadar sürdüğü ve iç savaşları hangi etkenlerin uzattığı ya da çözüme ulaştırdığı; müzakere yoluyla anlaşmaya hangi adımların ulaştırdığı ve çatışma zemininde elde edilen çözümlere nelerin işaret ettiği konularında bilgi veriyorlar.

Şaşkınlık ve iyimserlik

Asıl şaşırtıcı soru ise Rusya'nın Halep’teki hızlıca ilerleyişine neden herkesin şaşırdığı.

KANBAĞI ÇATIŞMALARI müzakereyle değil en etkili şekilde kazanılarak aşılır. Üzülerek ifade etmek gerekir ki iç savaşları en etkili şekilde çözmenin yolu çoğu zaman en çok yaşam kaybıyla sonuçlanır. Uluslararası baskıyla elde edilen barış antlaşmaları gibi diğer pek çok yöntem maalesef ki istikrarsızlık eğilimlidir ve devamı gelen vahşet alevlenmelerini beraberinde getirir. Geçen haftaya dek Suriye bu katı gerçeğin acı veren örneği sergilemiştir.

Karamsar Suriyeli muhalifler ateşkes öncesinde yaptıkları röportajlarda ve özel görüşmelerde, Şam Rejimi ve onların Rus ve İranlı koruyucularının asıl ayaklanmadan arda kalan herşeyi yok ettikten sonra müzakere edeceklerini üzülerek söylemişlerdir. Amerikalı yetkililer Rusya’nın savaşa adil ve insani bir son verme konusundaki her türlü ihtimali kaldırdıkları konusunda şikayette bulunmalarına rağmen muhaliflerden daha iyimserler. Kıdemli iki yetkilinin söylediğine göre Rusların yaklaşımını her ne kadar küçümseseler de Moskova’nın elde edebileceği en iyi sonuç için bastıracağı beklentisindeler. Bir sene ya da daha uzun bir süre daha güçlü Rus ordusu müdahelesinin onlara kazandıracaklarını görmeden ne Rusya’nın ne de Suriye Başkanı Beşar Esad'ın siyasi imtiyazda bulunacağı ya da topraklarının bir kısmını devreceği beklentisine girilmemelidir.

Yıllar boyu süren araştırmalar sezgisel olarak açıkça kanıtlamaktadır ki: Hiçbir taraf sahada kazanma ümidini yitirmeden ciddi olarak müzakereye girişmeyi istememez. Rusya desteğini arkasına alan Esad Rejimi kaybetmiş olduğu eski bölgelerini tekrar kazanabileceğine inanmaktadır. O halde tam olarak hazır olmadan anlaşma için çaba göstermeyecektir.

Günümüzün iç savaşları konusunda akademik çalışmalara öncülük eden Yale Üniversitesi Siyasi bilimcisi Stathis Kalyvas’a göre, iki uluslararası koalisyon dengede göründüğünden sahadaki savaş çıkmaza girmiş görünmektedir. “Sorulacak soru…savaşa devam etmek için ödenen bedel nedir?”

Genel olarak iç savaşlar ortalama olarak 10 yıl sürer. Eğer taraflar çıkmaza girmişse savaş daha da uzayabilir. Tarafların sayısı ve uluslararası destekçiler ve güçler işin içine girdikçe iç savaş da o kadar uzama eğilimi göstermektedir.

Bazı uzmanlar Suriye’deki savaşı tarafların ikiden fazla, yabancı güçlerin ve onların tayin ettiği orduların işin içinde olduğu için Kongo’da ve Afganistan’da onyıllarca süren çatışmalarla karşılaştırırlar. Öte yandan MIT akademisyeni Fotini Christa gibi bilimciler ise Bosna’da yaşananların Suriye’de yaşananlarla daha doğru bir paralelde olduğunu söylüyor. Bunun nedeni ise ayaklanmadan önce oldukça yüksek eğitimli entellektüel çevrelerin çatışmanın içinde olması ve ülke içi tarafların çevredeki dış güçlere bağımlı olması.

Kazanılamayacağını bilmek

Tarihte çığır açan gelişmelerin her iki tarafında en sonunda kazanamayacaklarını kabul ettiklerinde – ya da taraflardan birinin gerçekten kazanabileceği durumlarında meydana gelmektedir.

GEÇMİŞTEKİ ÇATIŞMALAR GÖSTERMEKTEDİR Kİ istikrarlı bir denge her zaman da iyiyi temsil eden tarafın (ya da eğer tarafların hepsi iyiyse daha iyi olan tarafın) zaferiyle, adaletin sağlanmasıyla ya da uluslararası kamuoyunun lanse etme yanlısı olduğu ahlaki sonuçların sağlanmasıyla gelmemektedir.

savaşların yüzde 70’i kesin zaferle bitiyor

Derlenmiş çeşitli verilere göre iç savaşların yüzde 70’i kesin zaferle bitmektedir. Bunların kabaca yüzde 40’ı hükümet lehine, yüzde 30’u ise isyankarlar lehine sonuçlanmaktadır. Sovyetler Birliği’nin çöküşünün ardından halen istisnai gibi gözükse de müzakereyle fesih daha yaygındır. Bunun nedeni uluslararası koalisyonların müzakereleri desteklemede ve sonrasında da varılan anlaşmayı barış gücüyle uygulamada daha istekli olmasıdır.

Kesin olarak taraflardan biri kazanmadıkça, çatışma içindeki taraflar sadece askerleri tükendiğinde ve uluslararası destekçilerinin sabırları tükendiğinde müzakereye gitmeye istekli görünmektedirler.

University of California San Diego’da siyaset bilimcisi olan Barbara F. Walter, siyasi çözümlerin genellikle savaşın belirle bölgelerde hakimiyet sağlama eğilimli bir güç ayrımını içerdiğini belirtmektedir. Suriye’deki duruma bakıldığındaysa bu zor ve uzun vadelidir – mevcut cepheler dikkate alındığında yapılacak olan bir siyasi çözümde belli başlı bölgelerin İslam Devleti’ne ve Nusra Cephesi’ne geçmesini ve Assad Rejimi’nin Sünni asi gruplarla iktidarı paylaşmasını gerektirmektedir. Bu da tüm tarafların halen kesin bir şekilde reddettiği bir manzaradır. Ayrıca bu siyasi anlaşmaları zorla kabul ettirecek uluslararası garantörlere ihtiyaç duyulacaktır.

Walter, iki sene önce Suriye’deki siyasi çözüme ulaşmanın olasılığını şu şekilde ifade etmiştir: “Obama yönetiminin bizleri tam tersine ikna etmeye çalışma uğraşılarına rağmen olasılık sıfıra yakındır”

Walter bugün ise değişen şeyin “tarafların savaşmayı kesip ciddi bir şekilde müzakere yapması için teşvik edici unsurların gittikçe öne çıkması” olduğunu söylüyor.

Walter’a göre dış destekçiler artık bu çatışma üzerine para harcamaktan da yoruldu. Bu da tüm tarafların faydasına bir tavizde bulunmasını hızlandırabilir.

Walter, Suriye’de savaşan tarafların eninde sonunda iktidar paylaşımı formülü üzerinde anlaşmaya varacaklarının mümkün olduğuna inanmaktadır. Ancak Walter’a göre daha zor olan başarılı bir barış antlaşmasının üçüncü ön koşulu olan arabulucuların bulunmasıdır.

“Bir anlaşmayı zaman içinde nasıl uygulatabilirsiniz?” Mesela, Irak’ta Başbakan Nuri al-Maliki yönetiminin başarısız olma nedeni hiçbir tarafsız güç Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında iktidar paylaşımını anlaşmasını uygulanamamasıydı. Düzinelerce iç savaş vakası üzerinde çalışan ve herhangi bir politik tarafı desteklemeyen akademisyenlere göreyse kanıtların Suriye’de durumun yavaş ve karmaşık bir çözüme işaret ettiğini göstermektedir. Stanford Üniversitesi siyaset bilimcisi James Fearon, “Suriye’deki durum için muhtemelen herhangi bir uzun vadeli askeri çözüm bulunmamaktadır. Bu bağlamda, 2005 veya 2010’daki zamanlarda Esad iktidarına nasıl geri dönülebileceğini kestirmek inanılmaz zordur” şeklinde belirtip devam eder, “Ülkenin fiilen parçalandığı, pek çok çekişmeyi de beraberinde sürükleyecek olan zorlu ve karmaşık kısmi bir zafer hayal edebiliyorum”

İç savaş araştırması Suriye’de yaşayanların ve Suriye’de belli başlı bir değişiklik hedefleyen uluslararası toplulukların gözlerini açıcı bir uyarıda bulunuyor. Afganistan ve Kongo’da yaşanılan çatışmalar onyıllarca bir zamana sarktı. Komuş Irak ise yaklaşık 13 yıl süren ve Suriye’de savaştaki pek çok aynı oyuncunun başrolde olduğu hali hazırda devam eden bir iç savaşla birlikte isyana ev sahipliğinde bulundu.

RAND Kuruluşu’ndan Paul’e göre “Bu politik tartışmada temel sıkıntı çatışmanın bir an evvel çözümü için çok fazla baskının yapılmasıdır. Tarihten çıkarılan ders ise bunun zaman alacağıdır. Tarafları anlaşmaya özendirmek için her anlamda sert ve saldırganca bir çaba harca ama eğer durumlar ardı sıra tekrardan çöküşe uğrarsa sakın şaşırma. Bu işler zaman alır ve stratejik sabır gerektirir.”

Sosyal bilimler her zaman çözüm olmayabilir, ancak sorun içsavaşlar ve ayaklanmalar olduğunda farydalı bir çare olabilir. İçsavaşta çatışan taraflar ve onları destekleyen ülkeler çoğu zaman kendi bakış açılarıyla aklı başında değerlendirmeler yapamazlar ya da yapmaya istekli olmazlar. Zafer şansları konusunda gerçekçi olmada ya da eylemlerinin insani sonuçlarıyla ilgili çok az isteklidirler.

Eğer Münih’te açıklanan geçici ateşkes uygulamaya konulursa, akademisyenler bizleri sabırlı olma ve umutlarımızı makul düzeyde tutma konularında uyarıyorlar. Ateşkesin kalıcı olması için çoğu zaman savaşan taraflar arasında yeterli güvenin oluşabilmesi için birkaç tur geçmesi gerekebilir ve uygulama ilk müzakereler kadar çeldirici olabilir.

George Washington Üniversitesi’nden sosyal bilimci Marc Lynch’e göre, sosyal bilimler bize herşeyi anlatmaz, ama olası olanı ve imkansız olanı özetler. İç savaşlar hakkındaki uzun çalışmalar göstermektedir ki Suriye örneğinde de olduğu gibi pek çok dış güçün kendi temsilcilerini güçlendirdiği ve karşı güçlerin zaferine engel olmaya çalıştıkları bir “uluslararasılaşma” çabuk ve kolay bir zaferin imkansız olduğunu gösteriyor.

Kararlı bir Rus müdahelesi savaşın yönünü değiştirebilirse de kendi kendine bitmesi için yeterli değil. Aynı şekilde tam güç bir Amerikan müdahelesi de Suriye’de iç savaşın çözümü için yeterli olmadığı gibi.

Bu yazı Boston Globe haber sitesinde, 14 Şubat 2015 tarihinde yayınlanmış, yazarın onayı üzerine Neynik için çevrilmiştir. Yazının orjinali için tıklayın.

Çeviren: Murat Mutluay

Begüm Zorlu

 
 
 

Comments


Tanıtılan Yazılar
Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page